Türk Tarihinin İlk Yazılı Vesikası: Orhun Âbideleri



Orhun Abideleri (Köktürk Yazıtları), II. Köktürk Kağanlığı (682-745) döneminde dikilmiş yazıtlardır. Bilinen en meşhur yazıtlar Kül Tigin, Bilge Kağan, Tonyukuk olmakla birlikte Çoyren Yazıtı, Küli Çor, Ongin gibi yazıtlar da mevcuttur. Ancak yazıtların bir kısmı silinmiş ve hasar görmüştür.

Türkoloji araştırmaları için Orhun yazıtlarının keşfi bir dönüm noktasıdır. Yazıtların varlığından ilk söz eden Çin yıllıklarıdır. Ayrıca 13. yüzyıl tarihçisi Cüveynî, Tarih-i Cihangûşa adlı eserinde Türklere ait yazılı taşların varlığından söz etmektedir:

Bir Uygur efsanesine göre, onların dünya yüzüne çıktıkları ilk yer Orhun nehrinin kıyısıdır. Bu nehir, Karakorum denilen bir dağdan çıkar. ... Bunlardan başka bir nehrin kenarında eskiden Ordu-Balık, bugün ise Mavu-Balık denilen bir şehir vardır. Bu şehrin yakınında bulunan kayalara yazılar yazılmıştır. Ben onları gördüm.

1889 yılında kitabeleri bizzat bulan kişi ise Nikolay Yadrintsev'dir. Ardından Rus ve Fin Türkologlar tarafından bölgede çalışmalar başlamış ve 1893 yılında Danimarkalı dilbilimci Thomsen tarafından Göktürk yazısı çözümlenmiştir. İlk çözümlenen kelime ise Tengri- Tanrı kelimesidir.

Orhun Abideleri Nerededir?

Bugünkü Moğolistan'da, Baykal gölünün güneyinde, Orhun nehri vadisinde, Koço Çaydam bölgesinde yer almaktadır. 




Orhun Abidelerine dair en iyi eserlerden biri Prof. Dr. Muharrem Ergin'in Orhun Abideleri kitabıdır. Aşağıda bu kitaptan faydalanılarak yazıtlara dair kısa bir özet verilmiştir:

Ön Söz bölümünde yazar abidelere dair kısa bilgiler vermektedir. Orhun Abidelerinin Türk isminin geçtiği ilk metin olması hasebiyle önemli olduğuna değinen yazar, Türk yazı dilinin, Türk devlet adamlarının millete hesap verişinin, Türk ordusunun kuruluşunun ilk örneği olarak Göktürk Devrinden kalan bu yazıtları incelemiştir. 

552 yılında Bumin Kağan tarafından kurulan I. Göktürk Devleti doğu ve batı olmak üzere iki yerden yönetilmiştir ve devleti asıl yöneten kısım doğu kısmıdır. Çin hakimiyeti altına girerek yıkılan bu devlet yerine Kutlug Kağan II. Göktürk Devletini kurmuş ve bağımsızlık mücadelesini başlatmıştır.

Kül Tigin Abidesi





731 yılında ölen Kül Tigin anısına kardeşi Bilge Kağan tarafından 732 yılında yazdırılmıştır. Yazıtta konuşan Bilge Kağandır dolayısıyla müellifi de kendisidir. Bilge Kağan bu yazıtta kardeşi sayesinde ilinin (ülke) ve bodununun (millet) güçlendiğinden bahsederek onun kahramanlıklarını anlatır ve ona duyduğu minnet duygusu sebebiyle bu kitabeyi yazdırmıştır.

Bilge Kağan Abidesi


735 yılında oğlu tarafından diktirilmiştir. Yazıtta konuşan yine kendisidir. Kül Tigin yazıtının tekrarı niteliğindedir, ancak devlet adamlığı boyunca yaptığı savaşlar ve siyasi/sosyal gelişmelerden de bahsetmiştir.

Tonyukuk Abidesi


720-725 yılları arasında ünlü devlet adamı ve İlteriş Kağan'ın yardımcısı Tonyukuk tarafından bizzat diktirilmiştir. Müellifi kendisidir. Türk milletinin Çin'e tâbi olduğu zamanlardan Bilge Kağan zamanına kadarki süreç anlatılmaktadır. Öyle ki Çin kaynaklarında kendisi ''cesur, yaşlı, bilge, tecrübeli ve Çin için tehlikeli'' olarak değerlendirilmektedir.

 Yazıtlarda bahsedilen hususlar kısaca şunlardır:

- Ötüken ormanının kutsallığı. Her yere asker gönderilmesine rağmen il tutmak için en iyi yerin Ötüken olduğu vurgusu.

 ''Mukaddes Ötüken ormanının milleti!...''

- Çin milletine dair uyarılar. 

Çin halkının sözleri tatlı, ipekli kumaşları yumuşak imiş. Tatlı sözlerle, yumuşak ipekli kumaşlarla kandırıp uzak halkları öylece yaklaştırırlar imiş. Tatlı sözlerine, ipekli kumaşlarına aldatıp Türk halk, çok sayıda öldün ! Türk halkı, mutlak öleceksin ! Güneyde Çuğay dağlarına Töğültün ovasına yerleşeyim dersen, Türk halkı mutlak öleceksin !

- Türk milletinin düşüncesizliği. Açken tokluğu düşünüp, tokken açlığı düşünmemesi. Her yere gitmek isteyip gittikleri yerde yurdundan, benliğinden olması eleştirisi.

- Türk milleti için gece gündüz çalışma vurgusu.

- Devlet adamlarına ve millete hitap.

Tokuz Oguz begleri, budunı! Bu sabımın edgüti eşid katıgdı tıngla..! (Dokuz Oğuz beyleri, milleti! Bu sözümü iyice işit, adamakıllı dinle..!)

- Sosyal Devlet anlayışı. Devletin fakir, yoksul, aç milleti zengin yapıp doyurduğu, giydirdiği vurgusu.

Babamızın, amcamızın kazandığı halkın adı sanı yok olmasın diye Türk halkı için gece uyumadım, gündüz oturmadım; kardeşim Kül Tigin ile iki şad ile ölesiye yitesiye çalıştım, çabaladım. Halkı besleyip doyurayım diye kuzeyde Oğuz halkına doğru, doğuda Kıtay, Tatabı halklarına doğru güneyde de Çin'e doğru 12 sefer ettim, savaştım. Ondan sonra Tanrı öyle buyurduğu için, bahtım, talihim olduğu için, ölecek halkı diriltip doyurdum. Çıplak halkı giyimli kıldım, fakir halkı zengin kıldım, az halkı çok kıldım, güçlü devleti olandan, güçlü hakanı olandan daha iyi kıldım.

- Kötü devlet adamlarına eleştiri. Bilgisiz, iradesiz, öngörüsüz kağanlar yüzünden devletin yıkıldığı vurgusu.

Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin! Üstte gök basmasa, altta yer delinmese, Türk milleti ilini töreni kim bozabilecekti? Türk milleti, vazgeç, pişman ol! Disiplinsizliğinden dolayı, beslemiş olan bilgili kağanınla, hür ve müstakil iyi iline karşı kendin hata ettin, kötü hale soktun.

- Köktürklerin gücü ve hakimiyeti.

- Gelecek nesillere düşmanlarını belletme arzusu.

Çin kağanı düşmanımız idi. On Ok kağanı düşmanımız idi. Fazla olarak Kırgızın kuvvetli kağanı düşmanımız oldu. O üç kağan akıl akıla verip Altun ormanı üstünde buluşalım demiş. Şöyle akıl akıla vermişler: ''Doğuda Türk kağanına karşı ordu sevk edelim. Ona karşı ordu sevk etmezsek, ne zaman bir şey olsa o bizi ne zaman bir şey olsa öldürecektir. Her üçümüz buluşup ordu sevk edelim, tamamen yok edelim''  demiş. 

- Türklük şuuru, milliyetçilik. Türk ordusu, Türk milleti, Türk kağanı söylemi.

- Yaratılış inancı, kozmogoni anlayışı.

Tanrı kuvvet verdiği için babamın askerleri kurt gibi imiş, düşmanları koyun gibi imiş. Doğuya ve batıya sefer edip derlemiş toplanmış. Hepsi 700 kişi olmuşlar.

- Devletin bekasının her şeyden önemli olduğu olgusu. Bilge Kağan, kardeşinin ölümü üzerine şu sözleri söyler:

Gözden yaş gelse mani olarak, gönülden ağlamak gelse geri çevirerek düşünceye daldım.

- Kadın-erkek eşitliği.

Türk halkı yok olmasın diye, halk olsun diye, babam İlteriş Hakanı, annem İlbilge Hatun'u göğün tepesinde tutup yukarı kaldırdılar şüphesiz. 

Orhun Abidelerine dair özet bir video:

Kaynaklar:


  1. Ergin, M. (1988). Orhun Abideleri. İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 12. Baskı.
  2. Orhun Türkçesi, Açıköğretim Fakültesi Ders Kitabı. (Türk Dili ve Edebiyatı)



4 yorum:

Blogger tarafından desteklenmektedir.